Ülkemizde yüzde 70'den fazla işyerinde hamilelik nedeniyle işten çıkartılan kadın, patronuna dava açamıyor. Yasalara rağmen birçok işyeri yeni doğum yapan kadının ihtiyacı olan ortamı sağlamıyor ve izinleri kullandırmada sorun çıkartıyor.
"Çocuk da yaparım, kariyer de..". sloganı tarihe karıştı. Birleşmiş Milletler raporuna göre kadınların liderlik pozisyonuna yükselmelerinin önünde ciddi engeller var. Patronlar, çocuk doğurup işini ihmal edeceği düşüncesiyle kadın yöneticiyi tercih etmiyorlar. Araştırmalar bu nedenle çocuk yapma hayalinden vazgeçen kadınların sayısının her geçen gün arttığını söylüyor. Çocuk doğuranların durumu ise oldukça sıkıntılı.
Hamileliklerinde uyduruk bir neden gösterilerek işten çıkartılanlar, tuvaletlerde süt sağanlar, süt iznine gitmek istediği için patronunun ters bakışlarına maruz kalanlar, uzayan toplantılarda sütünü çekemediği için ateşlenenler, işe döner dönmez önüne yığılan dosyalar nedeniyle geç saatlere kadar çalışmak zorunda kalanlar...
Velhasıl ülkemizde "çalışan anne" olmak hâlâ çok zor.
4857 sayılı İş Kanunu'nda kadının doğum öncesi ve sonrasına dair yasal hakları açıkça belirtilmiş. Üstelik 502den fazla işçinin çalıştığı her işyerinde emzirme odası ve kreş olması gerekiyor. Peki öyle mi? Gazi Üniversitesi İş Hukuku Profesörü Nizamettin Aktay merak edilen soruları yanıtlıyor:
- İş Kanununun 74. maddesindeki izin süreleri sizce yeterli midir?
Avrupa standartlarının altındadır. İzin süreleri daha uzun olmalı, bir yaşından küçük evlat edinen anneye de aynı haklar verilmelidir. Babalara doğum izninin yürürlülüğe girmesi sevindiricidir.
- İşten çıkartılan hamile kadının yasal hakları nedir?
Yasaya göre işveren geçerli bir sebep göstermeden ve bu sebepi kanıtlamadan hamile bir kadını işten çıkartmışsa ağırlaştırılmış tazminat cezasına çarptırılır. Dört aylık maaşı, dört aya kadar çalışmadığı sürenin maaşı ve kıdem tazminatının toplamını işçisine ödemesi gerekir. Ancak bu 30'dan fazla kişinin çalıştığı işyerleri için geçerlidir. İşverenler başlarına bu tür işler açılmaması için çalışan sayılarını 29 gösteriyorlar. Kısaca ülkemizde yüzde 70'den fazla işyerinde böyle bir dava açamıyorsunuz.
- Peki işveren işten çıkartmıyor, ama süt izni gibi yasal haklarını kullanmada sorun çıkartıyorsa...
Bu durumda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na durumu bildirip, takip kararı aldırtmanız lazım. Durum kanıtlanırsa, yine işverene para cezası uygulanıyor. Ancak ülkemizde bu işler çok ağır yürüyor ya da takip edilmiyor. Kamu bürokrasisinin işverenin üstüne gitmemek gibi bir tavrı vardır.
- Çok büyük şirketlerde bile emzirme odası veya kreş yok. Bunun da cezai yaptırımı yok mu?
Kanuna göre en az 50 işçinin çalıştığı her işyerinde kreş ve emzirme odası olmalı. Yoksa para cezası uygulanıyor ve Bakanlık sizden kısa bir süre içinde bu odaları yaptırmanızı istiyor. Bunun sorun olacağını düşünen şirketler ise çalışan sayısını en fazla 49 gösteriyor. Zaten böyle göstermeseler de takip edilmiyor.
kaynak: vatan gazetesi
nasılda ütopik düşünce muamelesi yapılıyor bu son derece doğal ihtiyaçlara..düzelmesi için elden gelenin en iyisi yapılmalı..aklı başında erkekler de destek verirse daha kolay olacaktır umarım..kadın çocuk yapsın,evde otursun..istenen bu ne yazık ki..
YanıtlaSil