İster maaşlı çalışın, ister kendi işinizi yapın bir patrona çalışıyorsunuz. Patron değilse bile hesap vermeniz gereken bir müşteriniz var. Patron-çalışan ilişkisini sürdürmenin yolu da yanlış bir imaj yaratmamaktan geçiyor.
1- Bu benim işim değil..!
Patronların neredeyse tamamı temelde işinizin sizden istenen şeyi yapmak olduğunu düşünür. Bu yüzden de işiniz olmadığı halde sizden bir iş yapmanız istendiğinde böyle bir cümle kurmaktan sakının. Bunun yerine patronun bu işi neden size verdiğini anlamaya çalışın. Belki de çok geçerli bir nedeni vardır. Eğer bu işi yapmanın özellikle şirket için iyi bir fikir olmadığını düşünüyorsanız o zaman nedenini açıklamayı deneyebilir ve işi başkasının yapmasının nasıl daha iyi olacağını anlatabilirsiniz. Patronuna göre değişmekle birlikte bu işe yarayabilir. Unutmayın ki iş tanımınızda olmadığı halde sizde istenen bir işi yapmak yönetimde her zaman iyi bir imaj bırakır.
2- Benim sorunum değil..!
“Benim sorunum değil” gibi bir cümle kurduğunuzda istisnasız umursamıyor gibi algı yaratırsınız. İş arkadaşlarınızda özellikle de patronda bir antipati yaratmış olursunuz. Eğer bir sorun patlak vermek üzereyse ve sizin söyleyebileceğiniz yapıcı bir şey yoksa hiç bir şey söylememek çok daha iyi. Daha da iyisi işe girişin ve yardım etmeye çalışın. Çünkü eninde sonunda iş yerinde yaşanan bir sorun herkesin sorunudur ve herkes bu sorunun parçasıdır.
3- Benim hatam değil..!
Uzak durulması gereken bir cümle daha! İnsan doğası gariptir. Bir şeyin sizin hatanız olmadığı hakkında yakındığınız sürece insanları öyle olabileceği konusunda şüphelendirirsiniz. Diğer yandan buradaki asıl konu nedir? O da şudur ki, bir şeyler ters gitti ve düzeltilmesi gerekiyor. Böyle düşünerek soruna odaklanıp birilerini suçlamayı bir kenara bırakmak gerekir.
4- Sadece iki kolum var..!
İşinizin başından aştığı hakkında yakınmak patronunuzun sizin için üzülmesine ya da üzerinize daha az gelmesine neden olmaz. Hatta patronunuz ya işinizden sıkıldığınızı ya da işinize uygun olmadığınızı düşünecektir. Özellikle global krizin etkisinin hala hissedildiği böyle bir dönemde herkes kendisini baskı altında hissediyor ve iş yoğunluğu altında eziliyor. Eğer komik olmaya çalışıyorsanız bazı iğnemeler ofis ortamını yumuşatması açısından eğlenceli olabilir. Bazılarıysa gıcık eder…
5- Ben bu işe fazlayım..!
Gerçekten de öyle olabilirsiniz. Ancak gerçek şu ki şu an elinizdeki tek iş bu. Bu işi kendiniz kabul ettiniz ve kararınızı değiştirmediğiniz sürece de bu sizin hala işiniz. Verilen işin sizin yetkinliklerinizin altında olduğunu söylemek sadece sizin kötü görünmenize neden olur. Üstelik gerçekte bu işi yapan iş arkadaşlarınız alınabilir ve size karşı antipati geliştirebilir. Tahmin edin patronunuz ne düşünecek! Asla “Bu süper bir eleman, hemen onu terfi ettirmeliyim” demeyecek, “ahmak” olduğunuzu düşünecek…
6- Bu iş kolay, herkes yapabilir..!
Bunu söylerken yaptığınız işin sizin kapasitenize göre kolay kaçtığını ifade etmek isteyebilirsiniz. Ancak ne yazık ki bundan ziyade “Bu iş çok aptalca” şeklinde algılanacaktır. Patronlar işlerin aptalca olduğunu duymaktan hoşlanmaz. O işi yapmanın çocuk oyuncağı olduğunu duymaktan da… Çünkü bu tüm şirketi küçümsemek gibi bir algı yaratır. Eğer kolay bir görev aldıysanız mutlu olun ve o işi olabildiğince çabuk yapın. Her “aptal” işin de eninde sonunda yapılması gerekir.
7- Bu iş yapılamaz..!
Patrona bir işin yapılamayacağını söylemek boğaya kırmızı bayrak göstermek gibidir. Her ne kadar işin yapılması mümkün görünmese de bunu dillendirmek sizi etkisiz ve yeteneksiz gösterecektir. En iyisi bu konuda biraz araştırma yapmaktır. Patron sizden neden böyle bir işin yapılmasını istedi? Çözülmesi gereken sorun nedir? Amaç nedir? Sorunu çözmenin ve o amaca ulaşmanın mümkün yollarını araştırın. Patronların gerçekten istediği de budur. İmkansızı beklemek gibi bir huyları yoktur.
kaynak: İş'te İnsan
0 comments